7 Mayıs 2011 Cumartesi

Biraz buruk ama çokça mutlu!

Saat 00:44. Eve varışımdan 10 dakika sonra oturdum bu satırların başına. Uzun zamandır içimden akan cümleler bu ekranda yerini almaya zaman bulamıyor, ancak mutfak arası çay molalarında not defterimin üzerine düşüyorlardı. Üç aylık stajım boyunca 3 defter bitirmişim, meğer ne kadar doluymuşum, meğer yazmaya ne kadar açmışım. Şimdiyse son derece mutlu ama bir o kadar da buruk olduğum şu saatlerde hayatımın pek çok önemli anına izdüşümlüğü yapan bloguma bu yazıyı yazmakla yükümlü hissediyorum kendimi.

Geçen hafta içinde işe giderken arabanın radyosundan uzun zamandır buluşmadığım bir şarkı çalınıverdi kulaklarıma. O muhteşem keman ve arkasından gelen Şebnem Ferah sesiyle bir yıl öncesine, bu şarkıyı milyonlarca kez dinlediğim o günlere gidiverdim. Akşam eve döndüm ve 22 Nisan 2010 tarihinde yazdığım Sil Baştan başlıklı yazıyı okudum yeniden. O temiz sayfayı açabilmek için sabırla, yeniden ve yenilenerek yepyeni kararlarla koca bir yazı geçirişim, 20 Eylül'de bundan sonraki hayatımın miladı olacağını düşündüğüm MSA'nın başlamasını heyecanla bekleyişim, derslerdi, sınavlardı, proje sunumuydu, stajımı nerede yapacağım meraklarıydı derken, staj yerimle Num Num'la tanışmak, olağanüstü güzel 90 adet keyifli mutfak günü, hem hafızama hem bedenime işlenmiş hatıralar(ömrüm boyunca taşıyacağım iki güzel yanık izim:))

Sil Baştan deyip açtığım o temiz sayfayı pek çok güzel cümleyle doldurabilmiş ve bugün itibarıyla bir süreci daha başarıyla tamamlamış olmanın gururunu yaşıyorum. Mutluyum, çok şey öğrendiğim, çok güzel günler geçirdiğim ve geride ayrıldığım için üzülen pek çok mutfak dostu bırakabildiğim için... Gururluyum, tüm süreçte bu işte başarılı olacağımı bana her adımda hissettiren motive edici şeflerle çalıştığım ve tüm bu sürecin sonunda "eğer sen de bizimle çalışmak istersen kapımız sana açık" cümlesini duyabildiğim için...

Meydan Num Num mutfağı her zaman hayatımda özel bir yere sahip olacak. Bundan sonra nereye, hangi mutfağa çalışmaya gidersem gideyim, orası benim ilk göz ağrım. Şimdi yine Num Num çatısı altında ama bu sefer mekan değiştirerek devam ediyorum yoluma. 25 Mayıs itibarıyla Bağdat Caddesi Num Num'da, cadde ışıltısıyla dolu bir mekanda çalışıyor olacağım. Yeni bir süreç, yeni insanlar, yeni aşçılar, yeni kalp çarpıntıları, yepyeni bir mutfak var yine önümde. Ama önce biraz ara... Özlenenlerle buluşulacak, biraz gezip tozulacak, yine mutfağa girilip bu sefer sadece dostlar için yemekler pişirilecek.

1 Mayıs tarihinde bir çay molasında defterime düşen bir cümle bu yazının sonu olsun: "Hayatımın 'özlenecek insanlar' listesine yine yeni insanlar ekleniyor. Num Num Meydan mutfağı, hepinizi gerçekten ama gerçekten çok özleyeceğim!" Evet, bugün hepinizin elini sıkarken söylediğim gibi, özleyeceğim!

11 yorum:

Ece Ekincioğlu dedi ki...

canım dostum:)

"ne kadar şanslısın zeren, sevdiğin işi yapıyorsun" cümlesi bu kadar basit söylenecek bir cümle değil. her işin ayrı bir zorluğu var, ama seninki tamamen farklıydı. holdingte çalışmaktan, büroda çalışmaktan farklıydı. sadece koltuk sevdasındaki insanlarla iletişimi kurmaya çalışmaktan farklıydı. kaldırdığın ağır tavalar, kolundaki yanık izleri,hafta sonu sabahtan akşama kadar çalışmaların, hafta içi bir gün izine surat asmaman... gözlerindeki ışık, yemyeşil bir pırıltı gibi yansıyor dışarı ve ben hep kocaman gözlerinde işine olan sevdanı görüyorum. sevmekse eğer, bir şeyi olduğu gibi sevmek! izin saatleri, yanık izleri, çalışma ortamlarıyla.

seni her zaman merakla izliyorum, merakıma her daim hayranlığım da ekleniyor. hiç de kolay bir şey değildi yaptıkların, yeni insanlar derken gerçekten yepyeni insanlardı çalıştıkların, yaptığın işler, kurman gereken ilişkiler. insan kendine güvenince, yüreğine güvenince isterse Kutuplarda yaşasın yine yaşıyor. sen hayatını doya doya yaşıyorsun. tüm zorluklara rağmen, zorlukları "zorluk olarak" tanımlamıyorsun. mesleğine sevdalısın, hatta yepyeni taptaze bir aşk sizinki. yavaş yavaş şarap gibi yıllar geçtikçe tadı artacak.

tüm bu süreçlerde merakla yanında olacağım. seninle gurur duyuyorum. tüm kalmbimle.

zero dedi ki...

Gözlerim dolu dolu şu an. İnan, başkasından değil ama senden bunları duymak, okumak o kadar farklı ki benim için. Bir yıldır her anımın, tüm yaşadıklarımın, kahkahamın, gözyaşlarımın, heyecanlarımın, "acaba"larımın, kalp kırıklıklarımın, her ama her anımın bire bir tanığıydın. Tüm başlangıçlarımızın, bitirişlerimizin kutlamalarını hep birlikte yaptık. Daha niceleri de önümüzde biliyorum ama Ecem, şu anki ruh halim o kadar başka ki inan zorlanıyorum anlatmakta. Geçen yıl bu zamanlar o kadar çok hayal ettim ki bu günleri. Yeniden toparlanmayı, dim dik devam edebilmeyi... Kimseler görmedi ama sen gördün çoğu zaman gözyaşlarımı. Evet şimdi herkes "ne kadar şanslısın, sevdiğin işi yapıyorsun" diyor. Şans? Ortada bir şans varsa hiç birini bedelsiz yaşamadım. Kıymetli dostum! Yanında, yanımda, hep birlikte olmak en büyük dileğim:)

Işın dedi ki...

Sevgili Zeren,

Başından beri heyecanla izliyorum
maceranı. Vee artık profesyonel bir aşçısın, ne güzel !! Hep söylediğim gibi azmine ve cesaretine hayranım. 8 ayda yepyeni bir hayat yaratmak hiç kolay değil.

Ece'nin "taptaze bir aşk" benzetmesine bayıldım. Umarım hep böyle taze kalır bu aşk, hep böyle heyecanla, mutlulukla geçer günlerin.

Num Num'da devam edecek olmana çok sevindim. Ara sıra da olsa oralara düşüyor yolum. Mutlaka bir merhaba demek isterim bir gün.

İçten tebriklerimle,

Işın

Nihan dedi ki...

çok başarılı olacaksın çok.sevgiler.

A-H dedi ki...

hasret kaldik yazilarina su aralar ama gorunen o ki artik o profesyonel yolun hikayelerini dinliyor olacagiz ;)

karga'nın günü dedi ki...

Sevgili Zeren,
Senin bu mutluluk dolu satırlarını okurken: içimden sürekli darısı başıma dedim. Benim de ne zamandır hayal ettiğim, düşünüp taşınıp aslında pek de plan program yapmadan deyim yerindeyse "herşeyi akışına bırakıp" atladığım mutfak macerasını bitirmeme az kaldı. Staj yerim Lacivert. Yarın görüşmeye gidiyorum.Nasıl bir yer olacak, beni neler bekliyor hiç bilemiyorum. Düşündükçe korku ve heyecan karışımı birşey mideme vuruyor. umarım ben de senin gibi güzel anılar ve özlenecek insanlarla karşılaşırım ve bana da iyi şeyler söylerler. Yazdıklarını okudukça sanki bana söylenmiş gibi gurur duydum. Her ne kadar arada "yaw geç kaldım ben bu işe başlamak için vazgeçsem mi acaba?" diye düşünüp kuruntulansam da yılmak yok. Yolun açık olsun arkadaşım. Peşinden geliyorum. Sevgilerle...

BAYKUŞ GÖZÜYLE... dedi ki...

Çok ara verdin ama ,daha sık yaz artık...
Yeni yerinde de çok başarılı olacağını biliyorum,kutluyorum seni.Ne güzel dostluklar edinmişsin şimdi yenileri eklenecek .
Sen hep böyle güzel kal...

ikumi dedi ki...

Biliyorsun blogunu çok yeni keşfetmiş biri olarak, yeni yazını görebilmek beni çok mutlu etti. Num Num'da devam edecek olmana da pek sevindim. Seni düşündükçe aklıma hep "Bambino" geliyor. Hayalinin peşinde İtalya'ya giden benim biricik kahramanım. Bu yoğun temponda dilerim zaman yaratabilir ve mutfağa senin gözlerinle bakabilmeyi sağlarsın. Yazılarını merakla bekliyorum arkadaşım.

Filiz Morkoç dedi ki...

Sevgili Zeren,

ben de sessiz takipçilerinden biriyimm, başından beri okuyor hatta örneklediğin yoldan gitmek gibi "uçuk" hayallere bile dalıyorum şimdilerde yaş 37 + 2 çocuk ile.. Elbetteki çok çalışarak ve azmederek geldin bu "sevdiğin işi yapabiliyor"olduğun günlere ve bence de buna sadece şans demek büyük haksızlık olur sana.. Bağdat caddesine yolum düştüğünde bir merhaba demek için mutlaka uğrayacağım yanına.. sevgiler.

iki çocuk annesi hayalperest filiz.

pelinpembesi dedi ki...

aa bu haftasonu ist kaçamağı yapıp eşimle num num da oturduk.keşke sen de başlamış olsaydın:))

zero dedi ki...

Sevgili Işın, en başından beri hep yorumlarınla burada yanımda oldun, çok teşekkür ederim her güzel dileğin için:) her zaman beklerim... Cadde'nin mutfağı ne yazık ki Meydan gibi açık mutfak değil ama yine de garsonlara adımı verebilirsin geldiğinde...

Sevgili Nihan çok ama çok teşekkür ederim, benden de sana kocaman sevgiler:)

Sevgili A-H, evet bundan sonra artık gerçekten iliğime kemiğime kadar içinde olduğum bir dünyadan yazıyor olacağım. Mutfaklar gerçekten ayrı bir coğrafya... Lisanları, gelenekleri, işleyişleri o kadar farklı ki... Maceralara devam:)

Canım Baykuşcum, nasıl mutluyum senin adına, ben de tüm kalbimle senin için iyi olmasını diliyorum. İçine bir gıdım olsun kuşku düşürme bence ve pes etme. Profesyonel mutfaklar çok başka, insan gerçekten içine girince anlıyor nasıl bir dünyaya giriş yaptığını. hepimizin güzel şeylerle karşılaşması ve özellikle kadınlar olarak bu sektörü erkeklerle birlikte eşit şekilde paylaşmamız en büyük dileğim...

Sevgili Natali, daha sık yazmaya çalışıcam söz! Ne güzel bir cümle bu, kocaman gülümsettin beni, çok teşekkür ederim:)

Canım Ikumi, iyi ki buldun beni, iyi ki tanıştık:) Seninle hayatta çok fazla ortak noktamız var gibi hissediyorum. Son mailine cvp yazamadım ama yazdıklarını beni çok düşündürdü bilmeni isterim. Birbirine benzer yönleri olan süreçlerden geçmişiz sanırım. Ve Japonya sevdan... her geçen yıl yeşeriyor içimde bize uzak olan bu diyarlara olan merakım ve sevgim. sanırım bundan dolayı da benzer ilgileri paylaşan arkadaşları çekiyorum kendime. Daha sık yazmaya çalışacağım, kocaman sevgiler:)

Sevgili Filiz ne güzel yazmışsın. Ama ben naçizane bir şey öğrendim ki şu hayatta, yaşı biz sorun etmediğimiz sürece sorun değil aslında kendisi. Her şey ne kadar istediğine bağlı. Başkalarının hayallerine gülenler, kendi hayalleri olmayan insanlarmış. Bence sen eğer istiyorsan, bildiğin yoldan ilerle. herkesin bir hikayesi var, seninki de budur belki:) sevgiler

Sevgili Buket, bir kerelik İst kaçamağı olmaz, bir sonrakine yine beklerim:)