22 Mayıs 2012 Salı

Domates güzeli, pardon güzellemesi

Bu aralar hayatım domateslerden ibaret olarak geçiyorsa ben ne yapabilirim? Geçen gün mutfakta 20 tane domatesi ortadan ikiye böldüğümde çıkan kokuyu aldığım anda "tamam" dedim "hoşgeldin yaz!"

Hala soğuklar devam ediyor olabilir; mevsim ilkbahardan çok sonbahar kıvamında seyrediyor olabilir; seviyoruz deyip bağrımıza bastığımız yağmurlar sevgi şımarığı olup işi abartmış olabilir ama bir domatesten böyle koku çıkıyorsa yaz gelmiştir arkadaş, bu kadar basit!

Şimdi bana kimse mayıs ayında daha domates olmaz, seradır onlar sera lafı da etmesin rica ederim. Son bir buçuk senedir mutfak maceram boyunca 500 kilodan fazla domatesle haşır neşir olmuş bir burun bu bendeki. İçine ben girsem rahat rahat pişebileceğim büyüklükteki kazanlarda saatler boyu az domates sosları kaynatıp kendim de domatese dönüşmedim! Hormonlusunun da, serasının da, gerçeğinin de nasıl koktuğu üzerine gözü kapalı malumat verebilirim. Akdeniz'in kavuran güneşini görmüş, mis gibi köylü teyze domatesi bunlar işte!


Benden söylemesi, her nerede yaşıyorsanız, sizin memlekete de yaz geldiğinde (domates kokusuna bakıp benim gibi Mayıs ayında da getirebilirsiniz yazı, Temmzuz'da da) yakalayın hemen birkaç kilosunu, yarın ortadan ikiye, azıcık tuz ve taze çekilmiş karabiberle biraz zeytinyağı, sarımsak ve taze kekik serpiverin üzerine, sonra arkadaşları doooğru fırına. Bakalım çıkan kokuları duyduktan sonra yaz bitsin, domatesler gitsin isteyecek misiniz?

Sonra n'apacağız o domatesleri derseniz, mutfak dediğin derya deniz... Üstündekileri de cümbür cemaat hepsini birden robota atıp içine arzuya göre başka şeyler de karıştırıp ya da sadece bu şekilde makarna sosu da yapabilirsiniz, pizza sosu da. Ama benim favorim, fırınlanmış domatesten o kadar güzel çorba oluyor ki! Yazın çorba içmeyi hiç sevmem, domates çorbası hariç. Çünkü domates çorbası, salçayla değil, has, mis gibi domatesle yapıldığında güzel oluyor. Ama bir de fırınladınız mı? Başka bir şey demiyorum:)

Mutfakta en sevdiğim anlayış basitlik. Her zaman en lezzetli olan en karmaşık olan olmuyor. Birbirine yakıştığını düşündüğünüz üç-dört malzemenin bir araya gelmesinden damak çatlatan bir şey ortaya çıkartabilirsiniz.

Biraz domates güzellemesi gibi bir yazı oldu ama o kadar çok domatesle haşır neşirim ki bu aralar tuşlardan domates damladı, yapacak bir şey yok. Oturduğum evin bahçesinin de bir sebze meyve tarlasından farkı yok zaten. Ev sahibim ve aynı zamanda yan komşum, iki üç günde bir kucağında malzemelerle çalıyor kapımı. Yeni yeni olmaya başlayan bir iki patlıcan, bol bol biber, maydanoz ama payımıza en çok düşen taze soğan. Üre üre bitmiyor kendileri. Ve ben de, keşke kısır yapmak bu kadar kolay olmasaydı diyorum. Hem arada başka şeylerle de beslenirdim:) Her şey bulgurun suçu. Kendisini de pek severim ama şimdi bir de bulgur üzerine methiye düzmiyim, bir yazıda iki tane fazla olur.

E domatesi anladık da sen nasılsın derseniz... Domatesten hallice Mayıs 15 itibarıyla çoktan kırmızılıktan bronzluğa doğru yol alıp sezon sonunda yazı, ırksal bir dönüşüm geçirip zenci olarak tamamlayacağımı düşünmekteyim. Zenci Zeren'i de sevebilirim sanıyorum. Hatta belki daha bile çok severim. Çevrem genişlemekte, birkaç arkadaş edinmekte, bisiklet tepesinde ordan oraya yuvarlanmaktayım işte. Yuvarlandığım yerlerin hep deniz olduğunu da hesaba katarsınız... Bundan iyisi can sağlığı!

10 yorum:

Zeynep Özmen Ünlü dedi ki...

zerencim, özledim seni. uzun zamandır sıkıntılarım vardı, blogla cozumlendı. artık rahatım. vaktımın cogunu okumaya ayırabılecegım. domates sosunu onumuzdekı gunlerde deneyecegım.fırınlanmıs olarak..

yeliz dedi ki...

harikasın. alt metinden verdiğin domatesli tarifleri deneyeceğim zerenim. bu arada annemlerin bahçede de taze soğanlar sapıtmış durumda. biz de maaile her öğün kütür kütür götürüyoruz, leş gibi kokuyoruz söylemesi ayıp. ve ben nihayetinde kısırla değerlendirmeye çalışıyorum soğanları aynı senin gibi. oralarda olmak vardı zerencim, öperim:)

Çileksuyu Sibel dedi ki...

Zerencim,cokkkkk severim domates,hele kokusunu:) Ben eskiden sadece uzerine tuz dokerek meyve gibi yerdim(cocukken) simdilerde oyle kokulu elime hic gecmiyor:( bir kere feslegenle firinlamistim,muhtesem olmustu. Zaten feslegen ve domates birlesimine hayranim,biraz zeytinyagi,karabiber,yanina biberiyeli focaccia,ve zeytin..ohhhhh,hem mideme hem kalbime solen:) operim kara surattan:)

Yeraz dedi ki...

Domatesi de çok severim bulguru da.kısır konusuna hiç girimiyorum kahvaltıda bile yemişliğim vardır:)))Sevgiler...

Sibel dedi ki...

Zeren bu aralar seni okumaya her geldiğimde "ben burada ne arıyorum?" moduna giriyorum, çok fenasın!! Benim için de iki kulaç at, iki yudum da buzlu rakı al ilk ne zaman içersen, e mi?

Ece Ekincioğlu dedi ki...

Hof hof:))

laleninbahcesi dedi ki...

Zerooo özledim seni ben... Her türlünü severim zenci beyaz farketmez.

Anlattığın herşeye ağzımın suu aktı bu arada...

A-H dedi ki...

Firinlanmis domates ile corbayi hic denememistim ilk firsatta denenecekler listesine atildi bile :))
Keyfin bol olsun arkadasim, senin yazilarini okudukca icim aciliyor valla :)

zero dedi ki...

Zeynepcim ben de özledim seni:) Buraya gelmeden önce istedim çok görüşelim ama fırsatım olmadı. Neyse burda zaten hep birlikteyiz:)

Yelizcim varsın kokalım yahu, vazgeçilir mi taze soğandan:)) ama kısır olayı vahim, ben yakında alnıma yazacağım "made by bulgur"! O haldeyim yani:))

Sibelcim boşa demiyorum, mutfak dediğin derya deniz, zevkine ve hayalgücüne güven, gerisini merak etme sen:))

Sevgili Yeraz, rüyamda bile yerim ben, ne diyorsun:)

Sibelcim dün gece senin için de çekilmiştir o yudumlar içeri:)

Ecem domateslerim ve ben bekliyoruzzzz:)

Lale Ablacım, ben de seni çoook özledim canım benim. Geldiğinizde yaparız mis gibi domateslerle çorbamızı:)

Canım A-H muhakkak dene, harika oluyor. Kocaman sevgiler Datça'dan sana:)

incecikten dedi ki...

ne güzel. içim açıldı. hem güzellikler, hem de insanın seçimlerinin yoluna bunları çıkarması güzel:) sevgiyle.