"...Bir gün kaldığın yerden başlayacaksın
Biri seni bulacak!
Önce korkacaksın eski acılara yakalanmaktan
Biraz ürkeceksin!
Ne kadar dirensen de nafile...
İnsansın sonuçta,
seveceksin...
Eski acılara bakıp da küsme sevdalara
Gâvura kızıp da oruç bozulmaz.
Sök at kafandan acabaları...
Bir kemik aynı yerden iki defa kırılmaz..."
Can Yücel'in muhteşem şiiri...
"Bu şiiri, kimbilir niye, kimbilir ne zaman, kimbilir nerede yazıp koymuşum bu kitabın içine... Bugün, tam da şimdi bulmak için olmalı... Mutlaka..." diye yazmışın Sevgili Mehtap. Ben sana bir neden daha söyliyeyim. Hayatımın bu döneminde sen ne yaptığının hiç farkında olmasan da, satırlarınla hatırıma getirip bana unutmamam gereken bir gerçeği Can Yücelce bir kelimeler mucizesiyle yüzüme vurmak için...
Son iki buçuk yıllık hayatımın neredeyse tüm ritmini tutan bu sayfalara bu şiirin de muhakkak girmesi gerektiğini hissettim. Ondan yazıyorum bu satırları. Tüm keyiflerimin, acılarımın, mutluluklarımın, hüzünlerimin, kazançlarımın, kayıplarımın, sevinçlerimin, gözyaşlarımın anlık izdüşümleriyle dolu bu satırlar... Geri dönüp okudukça nasıl da hüzünleniyor ama bir yandan da nasıl da keyifleniyorum. Hep isteyip de tutamadığım bir günlüğün parçası gibi her yazı...
İşte Can Yücel'in, benim asla anlatmayı beceremeyeceğim çarpıcılıktaki bu şiiri de bugünümün tarihine bir not olsun! Kimbilir aylar, yıllar sonra hangi gün, hangi duygularla dönüp yeniden okuyacağım, o an neler hissedeceğim, nerede ve kimlerle olacağım?
Kimbilir...
9 yorum:
Umarim neredeysen ve kimlerleysen o an, gulumseyerek okursun bu sayfayi... Ustelik Can Yucel'in o ana uyacak ve yine yuregine dokunacak bir siiri mutlaka vardir
kimbilir hangi kitabin arasinda seni bekleyen...
Zero, CAN YÜCEL denilince bir resim gelir gözümün önüne, Cihangir de caminin yanındaki havuzun başına oturmuş Can Yücel ve etrafında bi sürü kedi... O havuzun yanından geçerken gözlerimi daha bi açarım sanki hala... bir şey görecekmişim gibi...
Bu yazını okuduğunda dudağının kenarına ilişen gülümsemeyi biz şimdiden paylaştık seninle...
Güzel mutlu bayramlara
Ne güzel bir şiirmiş! Yorumlarınızla da öyle güzel süslenmiş ki...
Aman Allahım! O ne güzel bir yazıdır öyle. Bianet'teki Siyah Süt yorumuna tek kelimeyle hayran oldum. Alçakgönüllüğe gerek yok, mükemmel bir yazı olmuş. Benzetmeler harika. Kitabın arka kapağına yazınızı ekleseler yeridir.
Hep burda olun, hep bloguma uğrayın, latif kelamınızı Kontrast'tan ve bendenizden eksik etmeyin.
Edebiyatla kalın...
yıllar önce bu satırları ben de aynen senin gibi bir anda okumuş ve çok benzer şeyler hissetmiştim. İnsanların hayatından birileri gelir geçer, onlar gçip giderken bir daha aynı olmayacağını sanırsın, herşeyin sonu gibidir gidişleri. Ama sonra bir gün öyle biri gelir ki o gidenler sadece bir tebessümle anılır ya da bir iç sızısıyla. Umarım bu son gelen olur ve hiç gitmez hayatından.
yani ben doğru anladım umarım, yeni bir aşk mı var ufukta:))
çok öperim
Belki bir kitabın arasında, belki de yine bir blog sayfasında değil mi sevgili Mehtap:)
Sevgili Lale, öyle bir canlandı ki gözümde tarif ettiğin sahne... Üstelik dün cihangir'e düştü yolum ve senin bu satırlarını düşünerek geçtim oralardan...
Sevgili Kubilay, yazımı beğenmiş olmana çok sevindim. Gerçekten güzel sözlerinle onore ettin beni. Çok hissederek yazmıştım o yazıyı, çok iyi hatırlıyorum... çünkü gerçekten kitaptan çok etkilenmiş, hatta kendimden çok fazla şey bulmuştum, belki pek çok kadın gibi... sayfana her zaman keyifle uğrayacağım:) sevgiler
Yasemincim, aslında tahminin pek doğru değil, yeni bir aşk yok. olmasın da bir süre. ben şu an yalnızlığımla çok mutluyum gerçekten. 6 yılın anılarını, birikmişliğini, yoğunluğunu temizlemek, hazmetmek, kırıklıkları onarmak ve sonra yeniden yepyeni başlangıçlar için hazır olmak biraz zaman istiyor. Bu şiir, insan olmanın güzelliğini, ne kadar kırılırsak kırılalım kalbimizin hep sevgilere açık olacağını, sevmenin de sevilmenin de güzelliğini, kısacası umudu anlattığı için çok güzel geldi bana. o nedenle bu sayfaya da taşımak istedim:) ben de çok ama çok öperim seni arkadaşım:)
Zerocum,
Hep bunu söylerler; bir kemik aynı yerden iki defa kırılmaz!
Ama kırılıyormuş!
Bir yakınımın başına geldi, şaştım kaldım.
Yazının umutlu ve keyifli havasına turp suyu sıkmak için demedim bunu, ama, hayat da öyle bazen; aynı yerden iki defa kırabiliyor.
Sevgili Ekmekçikız elbet olur, neden olmasın. Hayatta olmaz denecek bir şey yok ki! Ama kırılsa bile şiirin anlattığı o umutsuz olmama, sevmeye ve sevilmeye açık olma halini azaltmıyor bu durum. Bu şiir bence işte bu yüzden çok güzel zaten:)
Bir kemik ayni yerden iki defa kirilmaz..Kirilmayacakta!
Can Yuceli seviyorum.Blogunuzu gec buldum ama takip edecegim en azindan artik;)
Sevgili Nihalaslı, hoşgeldin öncelikle:) Can Yücel'i sevmemek hayatı sevmemek gibi birşey sanki bence.
sevgiler
Yorum Gönder