Dün gece gökyüzünün canı fena halde bir şeylere sıkılmıştı belli. Ne olduğunu tam çözemedim, o da hiç ipucu vermedi. Sadece ağladı, ağladı, ağladı, durmaksızın döktü gözyaşlarını. Hala da içini dökememiş olacak ki, karanlık karanlık bulutlarını süzdürüyor tepelerde.
Böylesine bir yağmurlu İstanbul akşamında ancak iki şey keyfimi yerine getirebilirdi. Biri penceremin yanına kurulup yağmur ve sıcak çayım eşliğinde kitabıma gömülmek, ikincisi de beni tam on ikiden vuracağına emin olduğum, içimi titretecek bir film izlemek.
İlk seçeneği son birkaç gündür sürekli olarak uyguladığım için ikinci seçenek çok daha cazip geldi. Sevgili de benimle aynı hissiyat içinde olunca girdik kol kola bir şemsiyenin altına, ver elini sinema!
Ve... Beni tam 12'den vuracağından emin olduğum bir film izlemek istiyordum demiştim ya. Acaba şöyle desem daha mı etkili olur hissiyatımı anlatmaya: hayatımın en etkileyici, en unutulmaz filmlerinden birini izledim dün gece!
Gran Torino!
Bir ihtiyar delikanlı ki, Clint Eastwood olur kendisi, her geçen yıl biraz daha büyüyen bir sinema dahisine nasıl dönüşür? Her dokunduğu, her film yaptığı hikayeyi nasıl bu kadar sahicileştirir? Nasıl bu kadar güldürür, iç yakar, hüzünlendirir? 79 yıllık bir yaşamdan ve 54 yıllık bir sinema kariyerinden sonra mı?
İzlemeden önce biraz da işim gereği çok fazla şey okumuş ve çok fazla araştırma yapmıştım filmle ilgili. Yorumlarda öyle çarpıcı cümleler vardı ki: "Eastwood, bu filmle zirvesini yaparak sinemaya oyuncu olarak veda ediyor", "Sinemanın yaşayan efsanesi unutulmaz bir filme imza atıyor", "Kariyerinin en iyi filmi", "Kirli Harry, Gran Torino'yla ellerini temizliyor" vs...
Bazen çok iyi bir film izlediğinde, ya da çok iyi bir kitap okuduğunda insan, o etkiyi başkalarına da geçirebilmek, ne kadar etkilendiğini anlatabilmek için doğru kelimeler arıyor. Ama fazlasıyla klişeleşmiş beğeni ifadelerinin, o klişeliğin içinde görünmez olmasından da korkuyor.
Bu filmden ne kadar etkilendiğimi anlatacak, yukarda sıralanmış 'klişelerden' başka ifadeler bulamıyorum şu an. Ama her cümleye eksiksiz katılıyorum ve hatta daha da fazlası var diyorum. Ve son olarak söyleyebileceğim tek şey, izlemeden ne demek istediğimi anlayamayacağınız!
Sinema çıkışında yağmur şiddetini arttırmış bir şekilde ıslatmaya devam ediyordu boşalmış İstanbul sokaklarını. Gecenin saat 1'inde bomboş bir İstanbul'un üzerine gözyaşlarını akıtan gökyüzünün, artık neye bu kadar gözyaşı döktüğünü anladığımı farkettim. Yine sessizdi, söylemedi ama bize, insanlığın haline ağlıyordu. Ben de ağladım, Walt'a ve insanlığa...
13 yorum:
ben böyle bir film izlediğimde günlerce etkisinde kalıyorum. En son Babam ve Oğlumda öncesinde de Ölü Ozanlar Derneğinde yaşamıştım bu duyguyu. Sözünü ettiğiniz filmi izlemedim ama yazdıkalrınızı okuyunca mutlak izlemeliyim artık. İstanbul insanlığa ve kimlerin eline kaldığına, ne hale getirildiğine ağlıyor kuşkusuz. Sevgiler size.
not. Çok haklısınız bahar Film festivaliyle geliyor İstanbula. Henüz oynayacak filmlerin listesine ulaşamadım. Ama önce üniversitelerde gösterim yapılması çok sevindirici geldi bana.
aynı şeyi düşündüm biliyormusunuz hissi kalben vuku demişye eskiler aynen öyle olmuş. Sevgiler size de yeniden
Kesinlikle izlemeliyim bu filmi, kesinlile.....
Tesekkurler...
Çok şey okudum film hakında umarım sinemada izlemek nasip olur,buraya gelmesi zor bir film.yazın çok güzeldi canım.sevgilerimle....
canım bu arada senin "bu aralar yapıyorum" başlıkların çok hoşuma gitti ben de ekledim bloguma:-) iyi hafta sonları...
Ben, C. Eastwood'un giderek bir ermiş olduğunu düşünüyorum.
Nasıl güzel bir filmdi, o!
:))
Kendi adıma ise, onun yaşına gelince, böyle açık görüşlü ve gelişmeye açık bir insan olmayı diliyorum.
:)
bizim de izleme listemizde bu film.umarım haftasonu fırsat yaratabiliriz.ama artık gökyüzü gülsün noluurrrr
Benim de secenek listemdeydi yarin aksam icin.. bu yazidan sonra, hangi filme gidilecegine karar verilmistir.. tesekkurler..
kitaplardan neler var sizin oralarda..
Özlemişim sesini Zero. Sen gelmeyince ben gelip ses vereyim dedim. Dilerim herşey gönlüncedir.
Sevgili Lale, film festivali kitapçığı yarın (pazar) günü beyoğlu'ndaki sinemalarda satışta, aynı zamanda İKSV'nin sitesinden de görebilirsin film programını:)
Özlemcim ne yap et, bu filmi kaçırma derim:)
Neslihancım sinemalara gelmese de, sonradan DVD'den kaçırma, senin gibi bir sinema tiryakisinin muhakkak izlemesi gerken bir film:) bu arada okuduklarını, izlediklerini senin de paylaşmana çok sevindim, keşke herkes yapsa da birbirimizin neler okuyup izlediğini takip edebilsek diyorum. sayfana geldiğimde ilk bakacağım yerlerden biri olacak inan:)
sevgili Ekmekçi Kız, bu filmden ve Clint Eastwood'dan etkilenmeyecek birini düşünemiyorum..
Yasemincim, az sabır, bahara bir şey kalmadı:)
Sevgili Mehtap, belki de ben bu satırları yazarken sen izliyorsun Gran Torino'yu. beğeneceğine eminim... bu aralar en etkilenerek okuduğum kitaplardan biri Elif Şafak'ın yeni kitabı oldu. Bir gece uykusuz kalarak bitirdim romanı..ve Aslı Erdoğan..daha evvel hiç okuma şansın oldu mu bilemiyorum ama henüz tanışmadıysan şiddetle tavsiye ederim, elimdeki kitap bitince okumadığım tek çalışması Mucizevi Mandarin'i okuyacağım. çok sevdiğim bir yazar olduğu için okumaya başlamadan heyecan duyuyorum. bir gün yüz yüze bazı anları paylaşma şansımız olursa eğer, sana kucağımda kitaplarla geleceğim, emin olabilirsin:)
Sevgili Tijen, ihmalkarlıklarım boyumu aştı benim artık. Sessizsem de burdayım emin ol, ama yeni işler, sorumluluklar, beni fazlasıyla dağıttı son aylarda. gittikçe toparlanıyorum, her şeyi düzene koyuyorum, daha sık yazmaya çalışıyorum, dostlukları tamire de gelecek sıra emin ol. ses verdin beni mutlu ettin, çok teşekkür ederim:)
Lale abladan tıklayarak geldim. Buket Uzuner yorumu üzerine benle aynı düşünen biri var diyerek :):)
Bu filmi izlenecekler arasına aldım bile :) şimdi eski yazıları okumaya gidiyorum ...
Filmi izlelemek için derhal harekete geçtim:)
Sinema yazılarını büyük bir keyifle takip ediyorum.
Sevgiler...
Zerenciğim uzun süredir senden haber alamıyorum. Yazılarına da epeyce ara veriyorsun. Sanıyorum taşınma telaşı içindesin. Keyfinin yerinde olması dileğiyle, sevgiler...
Yorum Gönder