6 Ağustos 2010 Cuma

Sahi, nerdeyim ben?

Hala kitap satırlarında, film aralarında, Beyoğlu sokaklarında, kendi satır kenarlarımda, dost sofralarında, anne-baba kucağında, Kadıköy Çarşısı'nda baharat kokularında, kısacası kah orda kah burda yaşamaya, nefes almaya, var olmaya devam ediyorum. Biliyorum çok 'yok' görünüyorum ama 'var'ım aslında. Hem de fazlasıyla...

Var olduğum benlere yenilerini ekleyerek, heyecanlarımı, tutkularımı, hayatta yapmak istediklerimi yeniden hatırlayarak devam ediyorum yoluma. İyileşme sürecim başarıyla ilerliyor. İçimdeki tüm kötü duyguları, kırgınlıkları, üzüntüleri, pişmanlıkları arındırmayı başardıkça daha da çok iyileşiyorum; aldığım her nefesin boğazıma takılmadan, tertemiz bir şekilde ciğerlerime ulaştığını hissediyorum.

Eskiye dair içimde nokta kadar bile bir olumsuzluk kalmadığı gün zaferle çıkacağım bu süreçten. Bunun için çabam büyük... Çünkü en ufak bir negatif duygunun bile insanın içini ne kadar zehirlediğini ve günün birinde nasıl kocaman trajedilere, yeni hatalara yol açabileceğini biliyorum. Hepsini temizlemeye kararlıyım.

Çok kızgın olduğum günlerden birinde "pişmanım" diye haykırmıştım, "her şey için, yaşadığım tüm yıllarım için pişmanım". Çok kızgınlıkla ve kırgınlıkla söylenmiş cümlelerdi. Ve üstelik son cümlelerimdi de... O günlerde gerçekten de öyleydim, derinden bir pişmanlık hissediyordum. Ama aslında sakinlediğinde tartmalı insan duygularını. Ancak o zaman keşfedilebiliyor aslında nerde olduğunu, ne hissettiğini, neleri sepetine koyarak yoluna devam ettiğini...

Pişman değilim ben, asla... Hani Sezen Aksu'nun bir şarkısı var "unutamam acı tatlı ne varsa hazinemdir" diyor. Ne güzel söylemiş. İşin hazine boyutu bu kadar zenginken nasıl pişman olabilirim ki? Hayatıma giren onca güzel insan, onca güzel an, anı, onca kahkaha, sevgi... Bütün bunların hepsini kötü bir son silemez benden. Ben bu kadar yüzeysel bir insan olmadım hiç. Eğer kendisi halen bu satırların bir okuruysa bu da böyle biline...

Yine bir yerlerde okudum geçenlerde "Tanrı'yı güldürmek istiyorsan ona gelecek planlarından bahset" diye. Ne doğru laf! Artık geleceği planlamıyorum. Tanrı'yı bu kadar güldürdüğüm yeter:) Ama güzel isteklerim var geleceğe dair. Günlerin beni götürmesini dilediğim istekler... Küçük bir not defteri edindim yine kendime. Sonbaharla birlikte hayatıma sokmak istediğim keyifleri yazıyorum içine birbir.

Dans etmek istiyorum öncelikle, çılgınlar gibi dans etmek. Kafamdaki tüm dans figürlerini bedenimle buluşturup kendimi Asmalımescit'teki Kuba Bar'a atmak istiyorum. Kim olduğumu, ne olduğumu, çevreyi, her şeyi unutup sadece anı yaşayarak çılgınlar gibi dans etmek... Bakalım, araştırmalarım devam ediyor:)

Paten tutkum ev ahalisinden şiddetli bir veto yemiş bulunsa da pes etmek yok. "Kolunu kırarsın, bacağını kırarsın, bak eylülde yeni işlere başlayacaksın, öncesinde başına iş açarsın" minvalinden bir dolu korku yüklü cümlenin artık benim bünyemde yeri olmadığını anlayamıyor tabi sevgili annecikler. Artık korkulara yer yok! Yahu yarın ölüp gitsek ne olacak yani? Bir şeyi istiyorsan zamanında yapacaksın. Yapmak için yeteri kadar zamanın olacağının garantisini kim veriyor insana? Üstelik de dünyanın en şirin öğretmenini bulmuşum kendime, kaçırır mıyım ben hiç bu fırsatı:)

Sonra adaya gideceğim daha. Bisiklete bineceğim, Aya Yorgi'de şarap içip İstanbul'a kadeh kaldıracağım.

Bugünden sonraki ilk İstiklal günümde kendime Atlas Pasajı'nda gördüğüm yapma papatya taçlarından alacağım, hani şu yusyuvarlak başın tepesine takılanlardan.

Burnumu deldirdim, hızmamı taktım. Şimdi de tam bir hızma çılgınlığı başladı bünyede:) Her gördüğüm yerden hızma alıyorum kendime:) Şimdi de sırada dövme işi var. Nereye ve ne yaptırmak istediğimi de biliyorum da şekle hala tam karar veremedim. Bir de şu güneşli günlerin gitmesini bekliyorum açıkçası. Böyle cıbıl cıbıl dolaşırken korumakta zorlanmayayım.

En büyük değişimi yazmadım aslında. Eylülde yeni, yepyeni bir sayfa daha açılıyor hayatımda. Yeni insanlar, yeni bir sektör, yeni heyecanlar... Gerçekten çok heyecanlıyım. Ama ne olduğunu yazmak için biraz daha vakit var. En azından şimdilik böyle hissediyorum:)

13 yorum:

laleninbahcesi dedi ki...

Sizden yazı geldiğini görünce havalara uçtum...
Ne garip değil mi?? gün içinde bu cümleyi ikinci kez duymam''Tanrıyı güldürmek istiyorsan ; O na planlarından bahset'' Sanırım bana da bir mesajı var , evrenin:)
Gamse o taçdan aldı , henüz takacak ortam bulamadı evde prenses gibi geziyor:)) Naziş omzunun arka kısmına kocaman bir peri dövmesi yaptırdı... Kızlarımdan da bir şeyler bulmak sizde... ne hoş ama ne hoş oldu bilemezsiniz...
Eylül'e çok az kaldı ben de merakla bekleyeceğim yeni serüveninizi...

Sevgilerimle

edie finnerty dedi ki...

oh be :) niyahet zerom :)
hoşgeldin, şahane olsun yeni hayatö :) bende de var yeni numaralar, buluşalım da anlatayım. 2010 değil ama 2011 bizim yılımız olucak bak gör :)

edie finnerty dedi ki...

oh be niyahet, şahane olsun yeni hayat zerom :) bende de var yeni numaralar, görüşelim de anlatayım :)
özlendin çok :)

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Sevgili Zero, gulmemistir Tanri, gulumsemistir sadece ictenligine bakip...
Yasadiklarin her neyse, mutlaka seni ulastiracaklari bir nokta oldugu icin yasanmislardir... Yeterki ofkeyle, kirginlikla, kizginlikla yapisip kalmasinlar hayatina, birak ucup gitsinler ipleri kopmus ucurtmalar gibi, sana sadece olumlu katkilari kalsin...
Burda olmana sevindim... Bu blog kirliliginde, aklini ve duygularini ayni anda kullanabilen birini yeniden bulmak cok keyifli...

Çileksuyu Sibel dedi ki...

hosgeldin,cok iyi geldin..tanriyi guldurme cumlesine bayildim ben,mottolarima ekliyorum..yeni hayatinda hersey istedigin gibi gitsin..dovme harika bir olay bende 3.sunu yaptiricam sonbahar hediyesi olarak kendime:)

Bir Dut Masalı - nUnU dedi ki...

bu güzel enerjin,
aldığın yepyeni marjinal kararlar :)
kendini yenilenmen taaa bize kadar kendini gösterdi zerocuğum.

Hayat bu !
her dakika elini tutar, yada bir anda bırakır !
önemli olan senin '' elini'' kime vereceğindir.

Sevgiler canım.

zero dedi ki...

Ah ah sevgili Lale, ben sizi okurken tüm ailenizde kendimden neler neler buluyorum bir bilseniz:)

Ediciğim, ben 2011'i bekleyemeyeceğim, 2010'un son çeyreğine de çok hızlı girmeye kararlıyım şekerim:)

Sevgili Mehtap, her ne kadar sesim çıkmasa da sessiz bir memnuniyet ve keyifle takipteyim satırlarının. Bana nasıl bir enerji verdiğinin, zaman zaman en kötü anlarımda hayatın renklerinin farkına varmamı sağladığının muhtemelen farkında değilsin. Buraya yazmadığım isteklerim arasında bir roma seyahati de var, hatta eğer mümkün olursa biraz uzun soluklu bir konaklama olacak bu. Bu büyülü şehirde yollarımızın kesişmesini çok arzu ederim, bilmeni isterim:)

Sevgili Sibel, şu dövme olayına fena taktım bu ara:) havalar biraz serinlesin, ilk işim kendimi bir dövmeciye atmak olacak:)

Nunucum, dediğin gibi hayat bu. en zor zamanların bile insanın benliğine ne büyük değerler kattığını çok iyi kavradım ben artık. Acı olmadan, hüzün olmadan, yeteri kadar güçlü olamıyor, yeteri kadar varlığını tamamlayamıyor insan sanki. İlk zamanlar çok kötü olsa da, süreçten çıkmaya başladığında ne kadar güçlendiğini görmek, insanın kendisiyle gurur duymasına bile neden oluyor. Sevgiler benden sana, kocaman:)

Merve dedi ki...

yaşamı devam ettircek gücün içinde olduğunu keşfetmesi kadar iyi gelen başka birşey yok insana...Umarım bu hazineyi hayat boyu içinde taşırsın :)

Adsız dedi ki...

Zeremncim senden haber almak, iyi olduğunu bilmek o kadar güzel ki :) Yeni işin şimdiden hayırlı ugurlu olsun. Ee peki bu sesslikte hangi kitap satırları sana eşlik etti?

zero dedi ki...

Sevgili MkediK, güzel bir dilek bu, teşekkür ederim. İnsan içindeki gücü, hayat tarafından biraz zorlanmadan hissetmiyor:)

Özlemciiiim, özledim ben de seni çok:) valla kitaplar eşlik etti tabi bu sürede... eskileri okudum çokça... ama en çok aslı erdoğan okudum. okuduklarımdı ama yine de çok iyi geldi yeniden okumak. hissettiklerime en benzer duyguları onun satırlarında bulabileceğimi hissettim, ve tıpkı tahmin ettiğim gibi oldu. Şimdilerde Nazlı Eray'ı okuyorum, yaz başında başlamış ama sonra bir şekilde ara vermek zorunda kalmıştım. Çok keyif alıyorum ama, eğer okumadıysan şiddetle tavsiye ederim canım:)

Sibel dedi ki...

Zerenciğim dönmene çoook sevindim! Satırlarından hissediliyor yepyeni bir enerjiyle dolduğun. Bu kararlar ve bu yeni enerjin hayatına yeni güzellikler taşıyacak, eminim.
Sevgiler canım...

nesrin dedi ki...

Sizin icin hayirlisi olsun. Sevgiler...

zero dedi ki...

Sibelcim gerçekten enerjim büyük... o kadar çok şey yapmak istiyorum ki hayata dair, sabırsız bir iinsan oldum çıktım şimdi de:)

Sevgili Nesrin, çok teşekkür ederim güzel dileğin için...