10 Şubat 2009 Salı

Hediye Kitap

2007 Nisan'ından beri bu sayfalara yazıyormuşum. Şöyle bir dönüp bakmasam ilk yazı tarihime, imkanı yok bu kadar uzun süre olmuş demezdim. Zamanın çok çabuk akıp gittiğinin bir göstergesi daha...

Bunca zaman içinde menzilime giren bir sürü şeyden bahsettim ama şimdi bakıyorum da yazdıklarıma, öyle ya da böyle bir şekilde hep kitaplar olmuş cümlelerimde. Bambaşka bir şeyi bile anlatıyor olsam, çantamdaki kitabın adını sokuşturmadan edememişim; ya da üç beş kelimelik bir alıntıyla bir kitabın içinden bir cümlecik fırlayıp gelivermiş satırlarıma.

Kitap okumak bir ibadet gibidir. Zihniniz, hayalgücünüz ve satırlar arasında geçen bir ibadet. Ve hiç tanımadığınız insanlarla aranızda büyülü bir bağ kurulmasını sağlayan bir 'kardeşlik'tir de kitap okumak. Otobüste, trende, vapurda kitap okuyan bir kişiyi gördüğünüzde hemen onu kendinize yakın hissetmek gibi... Ne okuduğuna dair merakınızı bastıramayıp kitabının adını görebilmek için şekilden şekle girmek gibi... Hele de sizin de çok sevdiğiniz bir yazarı okuyorsa, onun hiç haberi olmayacak olsa da, içinizden onu dost ilan etmeniz gibi... Kitap dostluğu... Bildiğiniz dostluklardan değil bu. Öyle kelimelere dökülmeden, beklentilerle ziyan etmeden...

İşte geçenlerde böyle bir bağ kuruldu bloglarda birbirini hiç tanımayan 31 arkadaşın arasında. evvelzaman içinde ve Serap 'ın öncülük ettiği bir girişimle "Hediye Kitap" etkinliğinin katılımcıları oldu bu 31 kişi ve birbirleriyle kitaplar sayesinde kurulacak bir dostluğun adımını attılar. Ben de bu 31 kişiden biriydim ve geçtiğimiz haftanın ortasında sevgili Elektra tarafından gönderilmiş kitabımla uzun zamandır kitap hediye almamış olduğum için ayrıca bir mutlu oldum. Birbirini tanımayan, belki de hiç tanımayacak iki insan, tek bir kitabın etrafında güzel bir diyalog başlatıverdiler hemen. Teşekkürler gitti geldi, yorumunu merak ediyorum dendi.

Anar Rızayev'in "Beş Katlı Binanın Altıncı Katı" isimli romanı, daha evvel okumadığım bir yazar ve yüzeysel olmanın ötesine geçmeyen bilgilere sahip olduğum bir kültür hakkında çok keyif aldığım fikirler verdi bana. Kitabı üç günde bitirdim ve geçtiğimiz çarşamba elime geçmiş olmasına rağmen okumadan buraya koymak istemedim.

Burdan elektra'ya bir kez daha teşekkür etmek istiyorum ki, gönderdiği kitap, isminin cisminin çok ötesinde benim için ayrıca çok önemli oldu. Bizzat kitaplığından seçilmiş, sayfaları bir parça sararmış, benden evvel kendisinin de gözlerinin değmiş olduğu belli olan bir kitaptı bu çünkü. Bir de arasına sıkıştırılmış son derece şirin bir ayraç... Kitap dediğin ayraçsız olur mu? Olmaz!:)

Anar Rızayev'in kitabı 1960'lı yıllarda Sovyetler Birliği dönemindeki Azeri toplumunun yaşamı hakkında, yarattığı karakterler üzerinden bir fikir veriyor insana. Merkezinde bir aşk öyküsü ve bu öyküyü çevreleyen pek çok insan ve olay olsa da, aslında insan doğasına dair de çok güzel tespitleri olan bir kitap. Aşkın, ayrılıkların, anne-baba olmanın, nasıl evrensel bir paydaya sahip olduğunu bir kere daha anlarken Azeri toplumunun yaşayışına dair de bir resim oluşuyor kafanızda. Ortaklıklara şaşırıyor, farklılıkları zihninize kazıyorsunuz.

Üç gün boyunca otobüslerde benimle birlikte Kadıköy-Mecidiyeköy arasında yolculuk etti "Beş Katlı Binanın Altıncı Katı". Bazı kitaplar vardır ki, sakinlik ister okunmak için. Gezmek, dolaşmak, kafelerin kalabalığında kaybolmak pek gitmez onlar için. Ruhları kaldırmaz. Bazılarıysa, şehrin kargaşası içinde daha çok okutur kendini. O karmaşanın içinden beslenmiş, öyle oluşmuştur çünkü. Sizin gibi biridir kitabın kahramanı belki, otobüse binen, dolmuş şoförüyle kavga eden, yürürken topuğu kırılan, sıcak bir yere varabilmek için yağmur altında koşturan... İşte böyle bir kitaptı benim için Anar Rızayev'in kitabı da. İstanbul'dan çok uzak bir memlekette geçmesine rağmen benimle bu kenti yaşamayı çok sevdi.

Hayatımda yüzünü göreyim ya da görmeyeyim hiç farketmez ama elektra'yla aramızda bir kitap sayesinde hiç kopmayacak olan bir bağ kuruldu. Ben bundan sonra kütüphanemin raflarını karıştırırken Anar'ın kitabına her rastlayışımda ona teşekkür edeceğim, ve O da belki kitaplığında bu kitaptan boşalan yere yerleştirdiği kitabı her görüşünde beni hatırlayacak. Sırf bunun için bile "Hediye Kitap" çok güzel bir etkinlikti:)

14 yorum:

Adsız dedi ki...

Ne güzel anlatmışsınız bu hediye kitap organizasyonunu. Keşke ben de daha erken görmüş olsaydım dedim okudukça.

Ve hakikaten de ne güzel ve değişik bir bağdır o kitaplarla ortaya çıkan.

Otobüste, vapurda, trende kitap okuyanların ne okuduğunu merak etmek ve bir şekilde kendimize yakın hissetmek..

Bir Dut Masalı - nUnU dedi ki...

Zerenciğim önce bir minik sitem.
ÇOK ÖZLETİYORSUN !!!

:))
VE
Kitap başlı başına bir alem, bir ruh, bir keşifler dünyasıdır gerçektende. her yerin ve zamanın kitabı aynı değildir benim için mesela. ortamına göre okumayı severim. tatil ise beni yormamalı,
evdeysem olabildiğince haşmetli olmalı ,
birde spor salonu kitaplarım vardır :) biraz daha lay lay lomdur..
ama bana iyi gelen en iyi dosttur.
SEVGİLER CANIM.....
ETKİNLİK DE GAYET HOŞŞ TABİİ.

:)den dedi ki...

Bu kitap organizasyonu harika! Bir de ne kadar yürekten anlatmışsın kitaplar hakkındaki düşüncelerini. Yüzümde kocaman gülümsemeler ve güzel dileklerle okudum her sözcüğünü.
"Hediye kitap etkinliği"ni biz de istiyoruz:) Aslında bir etkinlik olmaksızın sürekli kitap hediye alan biri olarak biraz görgüsüzlük yapıyorum sanki:)
Haftasonu İstanbul'dayım. Haberin ola:)
Sevgiler...

Ordanburdanhayattan dedi ki...

Zerencim ben debu etkinlik sayesinde hiç tanımadığım birinden bir kitap aldım henüz başlayamadım elimdeki kitabın bitmesini bekliyorum.cidden hoş bir etkinlik oldu bu.

Unknown dedi ki...

merhaba, ne güzel anlatmışsın öyle...
Hediye kitabın benim de kitaplığımda var, daha önce okuyup blogda yorumlamıştım.Azeri edebiyatının önemli yazarlarından A. Rızayev'in bu güzel kitabının en sevdiğim cümlesi:
"Ne olurdu insanlar beş katlı bir yapıda altıncı katın da olabileceğine inansalardı, ne olurdu sanki?"...

maşallah, hediyeni almışsın bir de okumuşsun :-)

sevgiler...

elektra dedi ki...

Sevgili Zeren,

Ne kadar güzel anlatmışsın süreci ve kitabı:)
Okuma önceliğini hediye kitabına verip yorumlamış olman büyük incelik. Beğenmiş olman, ilgiyle okumuş olman da çok mutlu etti beni.
Okumadığımız, bilmediğimiz ne yazarlar ve kitaplar var kimbilir ve belki de asıl yazarlarımız ve kitaplarımız onların içinde bizi bekliyor. Birilerinin göstermesine ihtiyaç duyuyor. Sırf bu deneyime olanak sağlaması açısından bile birbirini tanımayan insanların bir başkası için kitap seçmesinin yararı var. Bu hediyeleşme hareketi, bu açıdan da heyecan vericiydi. Benim hediyem de şu ana kadar adını bile duymadığım bir yazarın kitabı.Ben de bugün ona başlıyorum.
Anar'ın okuduğum için çok mutlu olduğum bu güzel kitabının kütüphanende hakkını bilen birinin onun için seçmiş olduğu bir yerde duracağını biliyor olmak gülümsetiyor şimdi beni. Bir kitapla da olsa birilerinin hayatına girmiş olmak da hayatın hoş sürprizlerinden:)

Tüm güzel sözlerin için teşekkür ederim bir de.

Sevgiler...

yeliz dedi ki...

aynı hisleri paylaşıyorum. bir misafirliğe gittim mi önce soluğu kitaplık - varsa tabii - önünde alırım. neler okuyor merak ederim. Ve kitap paylaşımı öyle güzel bir etkinlik ki. ben de pek çok kitabımı yakınlarıma vermeye çalışıyorum ki sonra üzerinde sohbet edebilelim. Bir de elimin altında okunacak kitap olmadı mı acayip rahatsız oluyorum. Sanki eksiklik varmış gibi. Ay çok güzel birşey okumak... etkinlik kimin aklına geldiyse tebrik ediyorum

Mehtap dedi ki...

ne güzel anlatmışsınız.Okuma ile düşüncelerinizi.Ben de aynı yolculuklarımda okurken ve kendim gibi okuyan insanlara rastladıkça mutlu oluyorum.Onları kendimden biri gibi görüyorum.Okuduğu kitabı merak ediyorum vs.Hatta kitap alacağım zaman hatırlayıp o gördüğüm kitabı inceleyip aldığım zamanlar da oldu.Demek sadece ben değilmişim dedim yazını okuyunca.Bende bu etkinliğin içindeyim.Ayrıca elektra nın gönderdiği kitabın konusu benimde hoşuma gitti.Okunacaklar listeme alacağım bende.yüreğine sağlık.sevgiler.

durutarifler dedi ki...

Çok güzel bir etkinlik. Kitap gibi hediye var mı?
Seni okumayı özlemişim Zero'cum. İyi geldi.

neslihan erzincan özgür dedi ki...

Sevgili Zeren kitap hakkında tüm sözlerine katılıyorum. dostluğu ve bağlılığı çok ayrı gerçekten.bu kitabı okumadım ama edineceğim.etkinliği kaçırdığımaysa çok üzüldüm,çok geç haberim oldu.olsun.birdahakine:-)iyi okumalar diliyorum.sevgilerimle....

laleninbahcesi dedi ki...

kitap bence hiç bir zaman demode olmayacak bir hediyeleşme şekli. Ne güzel bir etkinlik oldu bence de. Bu kitabı bende okumak isterim , listeme aldım. Sevgilerimle

yeliz dedi ki...

mim! mim! mim! benim bloğa bir uğramayı unutma:)

Ordanburdanhayattan dedi ki...

sana bir ödülüm var bloguma beklerim canım

SERAP dedi ki...

Bu aralar bana birşeyler oldu sanırım.Geçen gün yazını okuduğumda aklımdan geçenleri yorum olarak yazdım sanmıştım ama yazmamışım.Hatta şimdi bile gelirken aynı yazıya 2. yorum diye geldim.Affet...
Kitabı okuyup yazman inanılmaz güzel bir incelik..Hayran kaldım :)
Kitabı bende geçen gün kütüphanede elime aldım ama son anda başka bir kitap yüzünden elimden bırakmıştım.
Bir dahaki sefere kesin olarak alacağım.

Eeee ,ben 2. niye gelmiştim..???Tamam hatırladım.:)Bloğumda size ait bir ödül var efendim.Uğrayıp almanız mümkün mü?:)